Uyanan rahimler aşkına!

Kaz Dağlarında Filiz (Telek) ve Rah(Busby) ikilisinin düzenlediği Rahim Uyandırma inzivasına katıldım geçen Eylül’de. Bir yanımı çağırıyordu bu inziva, ama sözü bana geçen diğer yanım dizginlerimi tutuyordu sıkıca. Bahanelerim çoktu, param yoktu, o yolu nasıl gidecektim, rahim uyandırma da neydi, yapmak istediğim bir dolu başka şey vardı falandı filandı. Dizginler kaymışken Filiz’e yazdım istiyorum diye, sonra ay yok aslında param yok dedim, “Hallederiz, sen hele içine bak istiyor musun” dediğinde kaçıp saklandım ve cevap vermedim. Sonra çevremdeki kadınlardan “Ben buna gidiyorum, sen de gelsene” diye yağmaya başladı teklifler. Öyle bir an oldu ki “Tamam ulen, gidiyorum. En olmadı bir dolu sevdiğim kadını görürüm” dedim. Halen rahmimle ve uyanışla ilgili bir hedefim, rahmimin sesi olduğuna dair ise fikrim dahi yoktu.

koza.jpg

Koza ile yola düştük, gevreklerimizi yiyip ayrıldık İzmir’den. Bir yandan dreamcatcher’lar ördüm, bir yandan filmlerdeki (ve hayallerimdeki) gibi serilip uyudum emek emek yapılmış bir karavanın yatağında. Biraz dolaştık, biraz durduk, biraz konuştuk, biraz sustuk ve Kaz dağlarına vardık en sonunda. Bir zeytinliğe attık çadırımızı, ay ışığına selam gönderip uyuduktan sonra sabah erken uyanıp gövdelerini sevdim zeytin ağaçlarının ve yeşilin her tonundaki zeytinlerle oynadım çocuklar gibi. Herkes uyandığında taktık çantaları ve az ötedeki Hızır Kamp’a vardık. Tavuk ve horoz sesleri, gülüşmeler ve akan derenin şırıltısıyla karışırken derin bir “OH” çektim. Rahmimi bilmem ama bana iyi geleceği kesindi bu buluşmanın. Bir bir sarıldım tanıdığım kadınlara önce, sonra tanımadıklarımla tanıştım çekingence, ufak ufak. İnzivanın detaylarına girmek istemiyorum, hem büyüsü biraz kendinde kalsın diye, hem de akış halindeyken gittiğim geldiğim yerleri söze dökmek yerine histe bırakmak niyetiyle.

zeytin.jpg

Peki bu inzivadan bana ne kaldı? Rahmim uyandı mı? Zevkin ve kişisel kabullenmenin zirvesine vardım mı? “Aydınlandın mı gız? Hele onu de bağa”

Rahmimi uyandırdım a dostlar! Halen yatağın sıcaklığında gözleri yarı aralık öylece uzanıyor tembelce ama bir kıpırdandı, bir kırpıştırdı kirpiklerini. Adet dönemim ve sevişmelerim haricinde varlığını çok da fark etmediğim o rahmim dile geldi! Aynı kalbim gibi, zihnim gibi bir sesi varmış meğer. Zihnimin koşturmacalı ve oldurmacalı sesi, kalbimin kadife ve kabullenici tınısı arasına çocuklar gibi oyuncul ve bilge bir şakıma katıldı. Şimdi bunu yazarken rahmime odaklandığımda yine duyuyorum o sesi, çağıl çağıl kahkahalar vardır ya, çanlar çalmış ya da nehirler akmış gibi ruhu yanında götüren, işte öyle bir sesi var benim rahmimin. Seneler önce kalbimin sesini yeniden duyduktan sonra şimdi de rahmimin sesine kavuşmak (her zaman dinleyemesem de ikisini de) inanılmaz bir güven veriyor bana. O sesi duyduğumda öncelikle tüm dişilerle, sonra da tüm varlıklarla ve hatta yokluklarla bağlantıda hissediyorum.

yoni.jpg

Rahim tamam, peki yoni de ne?

Rahmi de içerek kadın cinsel organının ve yaratım enerjisinin bilgeliği olarak tanımlanabilecek Yoni kelimesini daha önce Tantra araştırması yaparken duymuştum ama ilk kez bu inzivada bu kadar üzerinde durdum. Bir bilgeliği vardı cinsel organımın, cinselliğimin, yaratım enerjimin evet. Yonimmiş meğer o. Meğer ki ellerimi vajinamın üzerine koyduğumda tuhaf bir şey yapmıyormuşum, bacaklarım açık oturduğumda karşımdakine yoni enerjisi gönderebiliyormuşum, yoni pulse ile ne enerji düğümleri çözünüyormuş! Hem inziva sırasında hem sonrasında, hem kendimde, hem başkasında deneyerek gördüm. 30 kadına sorduk, 3 popüler cevap bulduk yani (“Aileler yarışıyor”u hatırlar mısınız? :))

Geçmiş hesaplaşmaları da yaptım bolca. Bugüne dek yeni hayatlar keşfederken, tam da o yaratım enerjisinin dans ettiği zamanlarda hani, sevgililerimden kopma ve başka birisine; yeniye yer açma halindeymişim. Yonimi sadece cinsellikle algılayabildiğim o dönemlerde cinsel partnerlerimle keşfetmişim hep yeni yolları. O gücü başka şekillerde algılayabildiğimi ve kullanabildiğimi fark etmemi sağladı bu inziva. Yine de yonimin sesini duymak ve dinlemek pratiği çok yeni bana, hele bir de yoni-kalp-zihin üçlüsünden onay alan kararlar vermek henüz çok nasip olmadı :)

Yeni keşifler arasında yoni buhar banyosu, yoni yumurtası, yoni nefesi de vardı. Mesela geçmiş demişken, yoni buharı yaptığımda yakınlarda kaybettiğim babamla özdeğerim hakkında konuştuğum tuhaf bir paralel evrende buldum kendimi. Oysa ki sadece çeşitli otları kaynattığım tencereye yanlışlıkla değip popomu yakmayayım diye tuhaf hallerde oturmaya çalışıyor ve belime sardığım battaniye açılmasın diye çabalıyordum. Bir anda çocukluğumdaki kanepede babamın yanında bulmak kendimi en son beklediğim şeydi! Gazetesini okurken yüzüne derin derin baktıktan sonra bir cesaret “Senin bana değer verdiğini söylediğini duymam gerek, yoksa o değeri hep başkalarından duymaya çalışıyorum, bu ciddi bir konu, lütfen benimle ilgilenir misin”demeyi hele aklımın köşesinden geçirmemiştim. Ama o sözü söylediğimden itibaren gazetesini azıcık indirip gözlerime baktıktan sonraki sohbetimizin derin bir yaramı şifalandırmaya başladığını fark etmiştim.

yoni compass.jpg

Başka farkındalıklarım da vardı, daha önce aklımdan geçirmediğim şeylerin farkındalıkları. Kadınlara “doğru düzgün otur” derken dünyanın nasıl bir enerjiden mahrum bırakıldığını hiç düşünmemiştim mesela. Bacaklarımı açarak oturma özgürlüğümü geri aldığımda dişil ve eril enerji dengelerine katkı sağlıyor olabilir miydim? Moralim bozuk olduğunda ellerimi rahmimin ya da vajinamın üzerine kapattığımda ta derinlerden gelen gelen o gücü görmezden gelebilir miydim? Yaratım enerjisiyle dolup taşarken şifayı hem kendime hem başkasına yonimle akıtmak gerçekten elimle akıtmaktan daha etkili değil miydi? Severken, sevişirken, heyecanlıyken, bir karar aşamasındayken fısıltılarını duydum yonimin. Ve biliyorum ki bu kıpırdanmalar uyanışlara, bu fısıltılar gür sesli şarkılara da dönüşecekler yavaş yavaş. Ve gün gelecek bu satırlar arasına gizlediğim, yazmaya cesaret edemediğim daha nice derinlikleri açıklıkla paylaşabilecek hale geleceğim. Biliyorum, çünkü yonim fısıldıyor :)

 

Leave a comment