Bir yolu olmalı ama ne?

Bir yolu olmalı ama ne? Yangından beri yeniden zihnimde dönüp duran bu soru dünkü patlamadan beri arka plan sesim oldu. “Bir yolu olmalı ama ne?”

Ben organize etmeyi beceremem ki. Dese ki birisi haydi sokaklara, hemen çıkarım, gider çay dağıtırım, rennie solüsyonu hazırlarım (böyle bir yeti gerekliliği ne tuhaf) koşarım, otobüs durağını rengarenk boyarım. Yaptığımdan biliyorum. Ama “yaptım da ne oldu” hissini nasıl geçiririm bilemem ki.

Politikadan anlamam ki ben. En fazla camıma yazı yapıştırır, insanlara bildiri dağıtırım. Bir iki forumda fikir belirtir, üç beş satır yazarım. Parti kurup düzeni değiştirmekten anlamam ki.

Ama canlar kavruluyor, dört bir yanda!! Benim de içim kavruluyor. Kavrulmasın diye öyle çok önlem almışım ki, neredeyse haberler sıyırıp geçiyor. Delirmemek için zihnimin önlemleri. Hem bilmek, hem nefret etmemek, bir şey yapmadan durmak, yakınım yokmuş diye sevinmek, sevindiğim için vicdan azabı duymak, gidenlere ağlamak, kalanları düşünüp parçalanmak, bunları yapanları da olmasına izin verenleri de hiç anlamamak, anlamaya çalışırken kendimden soğumak, nefret etmemeye çalışmak, öfkeyle eyleme geçmemeye çalışmak, içerideki sevgiyi bulmaya çalışmak. Hem gözlerimi kapatmamak, hem öfkeme yenilmemek. Mümkün mü? Sevgiden eyleme geçmek..

Bir yolu olmalı ama ne? Yangından sonra yaraları sarmak mı, geride kalanlara sarılmak mı? Elimde bol bol şefkat var, bunu yapabilirim. Ama neden susmuyor içimdeki sesler bunu düşününce? Akan çatının altına kova koymak değil, çatıyı onarmak benim istediğim. Yine de, o kovayı da koymak gerek belki. Çünkü çatı akıyor. Çatıdan pislik akıyor oluk oluk. Temizleyebildiğim yerleri temizleyeyim ben, belki bir çatı ustası da ufuktadır.

Sakince gözlemlemeyi önerir zen metinleri. Şiddetten değil, şefkatten yola çıkmayı. Görünmeyen düzlemlerden mi ilerlesem, meditasyona mı versem kendimi, anlayamadıklarımı sevmeye mi çalışsam? Evet bu da var. Bunu da yapabilirim ve yapmaya devam edeceğim ama delirmemem için şu an yeterli değil sanki.

Bir yolu olmalı ama ne? Kafa kafaya versek bulamaz mıyız? Kötüymüş gibi gözüken dünyanın kirli örtüsünü sıyırıp güzelliğine ulaşamaz mıyız? Hani betonu çatlatıp açar ya o papatya, hiç yokmuş gibi gözüken yerde güzelliği bulamaz mıyız? Yoksa biz miyiz o çatı ustaları. Bir çıksak o çatıya, onaramaz mıyız? Birlik olsak yaparız biliyorum da, nasıl birlik oluruz onu bilmiyorum. Bir yolu olmalı ama ne? ?

even-a-tiny-flower-is-able-to-crack-concrete-2-500x442

2 thoughts on “Bir yolu olmalı ama ne?

  1. bence bunun tek yolu devletten beklediğimiz yangın söndürme, güvenlik, istihbarat gibi hizmetleri artık kendi kendimize karşılayacak şekilde bilgilenmek ve örgütlenmek… bir kadın kocasından dayak yediğinde artık polise gidip orada da aşağılanmak zorunda kalmasın mesela… bunca hacker var bu ülkede, herkes deli gibi sosyal medya uzmanı olmuş neden bir patlama olunca devletin istihbaratının yetersiz olduğundan şikayet ediyoruz ve bakın ABD büyükelçiliği uyarmış diye sonradan haberimiz oluyor? köylüler bir yangın çıktığında neden orman müdürlüğünden medet umuyorlar ve hatta onların sözünü dinleyip bir kenarda bekliyorlar? bunların hiçbirinin işlemediği açık değil mi? ne bekliyoruz ya da bizi ne tutuyor bilmiyorum…

Leave a comment